Aşırı tuz tüketimi, yüksek tansiyonun en büyük nedenlerinden biridir. Tansiyon yükseldikçe damarlar zorlanır, kalp kası kalınlaşır ve zamanla kalp yetmezliği gelişebilir. Üstelik tuz sadece sofrada değil, hazır gıdalar, işlenmiş et ürünleri, turşular, soslar, çorbalar gibi birçok gizli kaynaktan da alınır. Dünya Sağlık Örgütü günlük maksimum 5 gram tuz önermektedir ama çoğu kişi bunun 2–3 katı tuz tüketiyor. Bu yüzden sadece “tuzu az koymak” değil, paketli ürünleri azaltmak da şart.
12. Kolesterol Normal Ama Damarlar Daralmış!
12. Kolesterol Normal Ama Damarlar Daralmış!
Kan tahlilinde kolesterolünüz “normal” çıkması, kalp damarlarınızın tamamen sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Çünkü damar sertliği sadece kolesterol düzeyine değil; damar içi iltihaplanma, tansiyon, kan şekeri, sigara kullanımı ve genetik faktörlere de bağlıdır. Bazı bireylerde düşük LDL kolesterol seviyelerine rağmen ileri görüntüleme yöntemlerinde ciddi darlıklar saptanabilir. Özellikle risk grubundaki bireylerde sadece kolesterolü değil, damar sağlığını bütünsel olarak değerlendirmek gerekir.
11. Kalbiniz Gece Sessiz Ağrıyor Olabilir!
Bazı kalp hastalıkları gündüz fark edilmez ama gece sessizce kendini belli eder. Özellikle sabaha karşı uykudan uyandıran göğüs ağrısı, kalpte gece saatlerinde artan oksijen ihtiyacının karşılanamaması sonucu gelişebilir. Uyurken gelen çarpıntılar ya da nefes darlığı, altta yatan koroner damar hastalığının veya kalp yetmezliğinin belirtisi olabilir. Geceleri başlayan bu sessiz şikayetler çoğu zaman mide rahatsızlığı veya panik atak sanılır ama ihmal edilirse ciddi sonuçlara yol açabilir.
8. mRNA Aşıları Kalp Krizi Yapar mı?
mRNA aşılarıyla ilgili sosyal medyada yayılan kalp krizi söylentileri, bilimsel olarak güçlü verilere dayanmıyor. Evet, genç erkeklerde nadir olarak görülen miyokardit (kalp kası iltihabı) vakaları rapor edilmiştir. Ancak bu vakaların çoğu hafif seyretmiş ve tamamen iyileşmiştir. Aşı olmak, COVID-19 geçirmeye göre çok daha güvenlidir çünkü COVID-19 enfeksiyonu kalp krizi, ritim bozukluğu, inme ve kalp kası iltihabını çok daha yüksek oranda tetiklemektedir. Aşılar kalbi değil, asıl düşmanı — virüsü — durdurur.
5. Grip Aşısı Kalp Krizinden Korur mu?
Evet, özellikle kalp damar hastalığı olanlar için grip aşısı sadece enfeksiyona karşı değil, aynı zamanda kalp krizine karşı da koruyucudur. Çünkü grip enfeksiyonu vücutta yaygın bir iltihabi yanıt oluşturur, damarları hassaslaştırır ve pıhtı oluşumunu kolaylaştırır. Bu da kalp krizini tetikleyebilir. Yapılan araştırmalar, grip aşısı olan kalp hastalarında kalp krizi geçirme riskinin azaldığını göstermektedir. Her yıl düzenli grip aşısı olmak, kalbinize yapabileceğiniz basit ama etkili bir yatırımdır. Ancak grip aşıları tam koruma sağlamayabilir. Özellikle ileri yaşta ve eşlik eden başka hastalıkları olanlarda faydalıdır.
4. Geçmeyen Kuru Öksürük: Kalpten Olabilir!
Kuru öksürük denince akla ilk akciğer hastalıkları gelir. Ancak kalp yetersizliği olan bireylerde akciğerlerde sıvı birikimi sonucu inatçı bir öksürük ortaya çıkabilir. Ayrıca bazı tansiyon ilaçları (özellikle ACE inhibitörleri) de yan etki olarak kuru öksürüğe neden olabilir. Eğer öksürükle birlikte geceleri artan nefes darlığı, sırt üstü yatınca kötüleşen solunum sıkıntısı, ayaklarda şişlik gibi belirtiler varsa, sorun kalp kaynaklı olabilir. Bu durumda akciğer tedavileri işe yaramaz; çözüm kalbin yükünü azaltmaktır.
3. Basit Nezle Kalbi Yorar mı?
Nezle, grip ya da bronşit gibi basit görünen enfeksiyonlar, özellikle kalp hastalığı olan bireylerde ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu tür hastalıklar sırasında vücutta artan iltihaplanma ve ateş, kalbin iş yükünü artırır. Kalp yetersizliği olan bireylerde tablo hızla kötüleşebilir. Ayrıca viral enfeksiyonlar bazı kişilerde kalp kası iltihabı (miyokardit) gibi komplikasyonlara yol açarak uzun vadede kalıcı kalp hasarına neden olabilir. Öksürük, ateş, halsizlik gibi belirtiler birkaç günden uzun sürerse mutlaka değerlendirilmelidir.
Prof. Dr. Mutlu VURAL Kardiyoloji Uzmanı
2. Mavi Hap Herkese Göre Değil!
Cinsel güç artırıcı ilaçlar (örneğin sildenafil, tadalafil), özellikle kalp-damar hastalığı olan bireylerde dikkatle kullanılmalıdır. Nitrat grubu ilaçlarla birlikte kullanıldığında ciddi tansiyon düşmesi ve bayılma görülebilir, hatta ölümcül olabilir. Ayrıca ritim bozukluğu olan hastalarda bu ilaçlar kalp hızını daha da artırabilir. Bitkisel veya doğal adıyla satılan ürünler de sanıldığı gibi masum değildir; kontrolsüz içerikleri kalp üzerinde toksik etki yapabilir. Bu nedenle “herkes kullanıyor” diyerek değil, “benim kalbim buna uygun mu?” sorusuyla hareket edilmelidir.
1. Kalp mi, Aşk mı? Cinsellik Kalbi Zorlar mı?
Cinsel yaşam kalp sağlığı üzerinde hem fiziksel hem de psikolojik yönden olumlu etkilere sahiptir. Sağlıklı bir birey için cinsellik bir tür egzersiz gibidir. Ancak kalp damar hastalığı olanlarda, özellikle yakın zamanda kalp krizi geçirmiş ya da kalp yetmezliği bulunan kişilerde cinsellik sırasında kalbin yükü artabilir. Göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı veya baş dönmesi gibi şikâyetler varsa, cinsel yaşama tekrar dönmeden doktor görüşü almak son derece önemlidir. Çünkü cinsellik sadece bir ihtiyaç değil, kalp sağlığıyla doğrudan ilişkili bir yaşam alanıdır. Sağlıklı cinsel yaşam kalbe iyi gelecektir.
Prof. Dr. Mutlu Vural Kardiyoloji Uzmanı
Hasta Takibi
Anjiyo, Balon, Stent veya İlaç Tedavisi Alan Hastaların Takip Süreçleri
Prof. Dr. Mutlu VURAL
Kardiyoloji Uzmanı
Hasta Takibi ; Koroner arter hastalığı (kalp damar tıkanıklığı) tanısı alan ve anjiyo, balon, stent gibi girişimsel tedaviler uygulanan ya da ilaç tedavisi ile takip edilen hastaların düzenli kontrolü büyük önem taşır. Bu süreçte hastaların durumuna göre özel takip protokolleri uygulanır. İşte bu tedaviler sonrası hasta takip süreçleri hakkında detaylı bilgiler:
1. Koroner Anjiyografi (Anjiyo) Sonrası Takip Süreci
Koroner anjiyografi, kalp damarlarının görüntülenmesi için yapılan bir tanı yöntemidir. İşlem sonrası hasta takibi şu şekilde olmalıdır:
a) İlk 24-48 Saat
- Pansuman ve girişim bölgesi kontrolü: Kasık veya kol atardamarından yapılan girişim sonrası kanama, morluk veya şişlik açısından değerlendirme yapılır.
- Hareket kısıtlaması: İlk 6-8 saat yatak istirahati önerilir. Ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılmalıdır.
- Sıvı alımı: Kontrast maddenin vücuttan atılması için bol su içilmesi önerilir.
b) İlk Hafta ve Sonrası
- İlaç düzenlemesi: Kan sulandırıcı (aspirin, klopidogrel vb.) ve kolesterol ilaçları doktorun önerdiği şekilde kullanılmalıdır.
- Kontrol randevuları: Anjiyo sonucuna göre balon/stent gerekliyse planlama yapılır. İlaç tedavisi yeterliyse 1-3 ay içinde kontrol önerilir.
2. Balon Anjiyoplasti ve Stent Uygulanan Hastaların Takibi
Balon ile daralmış damarın genişletilmesi ve stent yerleştirilmesi sonrası hasta takibi daha titiz yapılmalıdır.
a) İlk 1 Ay (Akut Dönem)
- Kan sulandırıcı tedavi: Çift antiplatelet (aspirin + clopidogrel/ticagrelor/prasugrel) en az 1 yıl kullanılmalıdır.
- Fiziksel aktivite: İlk hafta ağır egzersiz yasaktır. Yavaş yavaş tempolu yürüyüşlere başlanabilir.
- Stent trombozu riski: Göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi şikayetlerde acil başvuru gereklidir.
b) 1 Ay – 1 Yıl Arası
- Düzenli kardiyoloji kontrolleri: 3-6 ayda bir EKG, efor testi veya gerektiğinde tekrar anjiyo yapılabilir.
- Yaşam tarzı değişiklikleri: Sigara bırakma, Akdeniz diyeti, düzenli egzersiz ve kilo kontrolü önemlidir.
c) Uzun Dönem (1 Yıl Sonrası)
- Tek ilaçla devam: Çoğu hastada aspirin ömür boyu, ikinci kan sulandırıcı 1 yıl sonra kesilir.
- Yıllık kontroller: Kan testleri (kolesterol, şeker), ekokardiyografi ve efor testi ile takip edilmelidir.
3. İlaç Tedavisi ile Takip Edilen Hastaların Süreci
Damar tıkanıklığı hafif-orta dereceli olan ve sadece ilaç tedavisi verilen hastaların takibi:
a) İlk 3-6 Ay
- Şikayetlerin değerlendirilmesi: Göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı varsa testler tekrarlanır.
- İlaç etkinliği: Tansiyon, kolesterol ve kan şekeri kontrol altında tutulmalıdır.
b) Uzun Vadeli Takip
- Yıllık kardiyolojik muayene: EKG, efor testi, gerektiğinde koroner BT anjiyo yapılabilir.
- Risk faktörlerinin yönetimi: Diyabet, hipertansiyon, obezite kontrol altında olmalıdır.
4. Tüm Hastalarda Ortak Takip Önerileri
- Düzenli egzersiz: Haftada 5 gün 30 dakika tempolu yürüyüş.
- Sağlıklı beslenme: Doymuş yağlardan uzak, sebze-meyve ağırlıklı beslenme.
- Stres yönetimi: Yoga, meditasyon gibi tekniklerle stres azaltılmalıdır.
- Sigara ve alkolden uzak durulmalı.
Sonuç
Anjiyo, balon, stent veya ilaç tedavisi alan hastaların düzenli takibi, yeniden tıkanma riskini azaltır ve kalp sağlığını korur. Hastalarımızın doktor kontrollerini aksatmaması, ilaçlarını düzenli kullanması ve sağlıklı yaşam tarzını benimsemesi hayati önem taşır.
Prof. Dr. Mutlu VURAL
Kardiyoloji Uzmanı
[İletişim bilgileri ve randevu linkleri]
Bu makale, hastaların bilgilendirilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Tanı ve tedavi için mutlaka kardiyoloji uzmanına başvurunuz.